26 Eki 2012

Ne Açıdan İstiyoruz?


 
 
 
Tanrım o günleri görebilecek miyiz?

Sanmamakla beraber benden sonraki nesillere umarak bakmak istiyorum.

 

Memurun bana yanımdaki sevdiğim adamı kastederek “kocalığa kabul ediyor musun?”  sorusunu yönelteceği günler. Ahh ahh… evlilik hakkında sadece heteroseksit düşüncelere sahibim. Bunun olması tabi ki de normal çünkü çevremde eş cinsel bir evliliğin iyi-kötü yanlarını dinleyebileceğim bir çift yok tanıdığım. Olmasını isterdim bu renkli arkadaş portfolyomda onların da bulunması beni mutlu edebilirdi. Lakin böyle bir şansa erişebilmem için bu konuda yasallığı edinmiş ülkelere göç etmem gerekli. Böyle bir şey eskiden çok hatırıma geliyor olmasına rağmen artık puf oldu uçtu denilebilir. Ülkemi seviyorum önyargısına, yakımına, yıkımına, sayımına, sövmesine rağmen… ne yaşayacaksam kendi dilimde ve topraklarımda yaşamalıyım diye düşünüyorum. Kimilerine göre esas olan yaşadığındır nerede yaşadığının bir anlamı yoktur. Ama bence vardır. Eski yazarlar, mekanları, zamanları öyle işgüzarlık olsun diye sayfalarca anlatıp bizi baymamışlar. Sonradan gelişen olaylar silsilesine hizmet etmesi için bu olguları kullanmışlar. O yüzden ülkemde olarak bir adama aşık olup onu sevmek daha cazip geliyor bana.
 
 

Başka bir fikir daha var aslında kafamda bu konu hakkında.

Heteroseksit yaşantının gereği olarak toplumsal normlar doğrultusunda yapılan bir akit olan bu tören bizim yaşantımız için de geçerli midir? Ya da her ne kadar homojen yaşadığımız hayatta heterojene özentilerimiz yok değil mi? Toplumun düşüncelerine ne kadar aykırı düşsek de beynimizin daha bıngıldaklık evresinden itibaren o tarz düşüncelerin empoze edilmesinden kaynaklanan bir yadsımama durumu mu? Cevabını ben de tam olarak verebilmiş değilim aslında. İllaki böyle bir akite ihtiyaç var mıdır bizim yaşantımızda? Sevdiğin kişiyle aynı evde yaşayıp hayatını paylaştığında “evlenmiş” olmuyor musun zaten. Evlilik bu değil mi?*  artı olarak bir çift yüzük ve imza illa gerekli mi? Bana kalırsa değil. Keza şu aralar eş cinseller arasında bu özentiliğin verdiği bir yüzük takma furyası dolanıp duruyor. Bir yanım istese de bir yanım gülüyor. Ama en çok da gülüyorum.

 

Aslında her şey bir imza değil, çoğu şey artık bu kadının bekareti bana ait! Bu kadın benim bencilliğinden başka bir şey değildir. Ailelerin onayını da aldık, artık sevişebiliriz, seni patlatabilirim demek. Kusura bakmayın bu konularda isteksiz sertleşebiliyor dilim…

 

Eee bizim ne patladığımız ne de ailelerimizin onayını alma lüksümüz var. Peki sizce böyle düşündükten sonra, yaptıklarımızın ya da isteklerimizin toplumsal normların doğamıza fazlasıyla işlemiş olmasından kaynaklı olmadığını söyleyebilir misiniz?

Bana gelirse, ben yüzük takmayan sevdiği kişiyle yaşayan hesap vermeyen bir özgür kız modeli çizmek istemem. Ben de evlenmeyi isterim ama heteroseksist düşünce yapısıyla değil. Aksine yasa bizi kabul etti en önemlisi ailelerimiz bizi hala seviyorlar ve bu mutlu günümüzde yanımızdalar diyerek tüm ailemin gözleri önünde (ruh)eşimi öpmek için. 

 

Ya siz?

 
 
* ; evlilik hakkında ne tecrübem ne de detaylı bir düşünceye sahip olmadım. Sadece uzaktan bakıp irdelediğimde en yüzeysel şekliyle böyle gördüğümü söylemek istedim.

 

8 yorum :

Unknown dedi ki...

Açıkçası sorgulamalarına katılıyorum. Heteroseksist bir yaşam tarzından ötürü evlenme, nişanlanma, yüzük takma gibi isteklere sahibiz ama ben artık aile kavramının heteroseksüeller için de sorgulanması gerektiği düşüncesindeyim.. Ve evliliğin gerekli olduğuna inanmıyorum. Ta ki yasal sorumluluklara ihtiyaç duyduğumuz noktaya kadar ya da devletin senin yanında olduğunu bilmek gibi gibi etkenler var..


fatih amorf dedi ki...

evlenmek ve aile kurumunun ne duruma geldiğini sorgulamak yerinde olur bence. dediğin gibi yasaların önünde hak sahibi olabilmen ve devlet tarafından hayatını garantilemen için gerekli bir şey gibi daha çok...

Haplo dedi ki...

zamanı geldiğinde evlenip çocuk sahibi olmak isteyen biri olarak şunu söylemeliyim ki; evlilik hakkı elde edilmesi gereken bir hak. heteroseksüel çiftlerin sahip olduğu hakları istiyoruz biz de, fazlasını istemiyoruz. eşitlik ilkesi bunu gerektirir. çok sevdiği biri ile evlilik olasılığının olması kimi mutlu etmez hem.

ama türk toplumunda evlilik konusu baştan sona bir ele alınmalı, belli bir yaşa geldi mi evlensin çocuk sahibi olsun bir işi olsun mantığı yürümüyor.. bir sürü mutsuz evliliğin içinde yetişen çocuklar var, ebeveynlerin durumundan söz etmiyorum bile.

bir de yasal getirileri var.. Kanada en dost canlısı ülkelerden biri bu konuda.. :)

fatih amorf dedi ki...

evlenip bir bağ kurmak sevdiğin adamla en doğal hak olmalı. insan zamanla sabit sıradan bir hayat kurmak ister. bu hayatında da yanında eşlik edicek sevdiğini ister. bence evlilik değil de eşlilik desek daha iyi olur. heteroseksüel çiftlerin haklarına sahip olmamız gereken o kadar çok konu varki evlilik de bunlardan biri. eğitimciler açısından bakmak isttiyorum örneğin. eşlerin ayrı düşmemeleri için devletimizin benim de çok sevdiğim bir yasası var. ama aynı duurm eş cinseller için geçerli değil. belki de nice birliktelik böyle son bulmak durumunda kalıyor.

zihniyet kolay kolay değişmez. o yüzden o konuya değinmek bile pek içimden gelmedi. ama en azından yasal olarak bir şeylerin yapılmasını temenni ediyorum. cinsiyetçi zihniyetten sıyrılacağımız zaman asıl bayramımız olur bizim.

Kelimelere Sadakat Enstitüsü dedi ki...

Evlilik konusu bence kavram olarak köken olarak çok sorun yaratan ve özgürlüğü kısıtlayıcı bir konu.Neyse bu konu ayrı.Ama bizim ülkemizde heteroseksüel evlilikler herkesin dediği gibi çok problemli.Kaldı ki eşitlik ilkesi çerçevesinde Eşcinsel evlilik istiyoruz.Fakat buna hazır olmayan bir toplum için erken hayaller ve istekler bunlar.Eşcinsel evlilik olduğunda daha büyük problemler olacaktır bence.Hep siyasi hem de sosyal hayatta.Bu kazınmış heteroseksüel ve ataerkil anlayışın yarasını kaşımaktan fazlası olmayacaktır.Fakat umudum var ki Türkiye bunu zamanı gelince yapacaktır.

oyuncak ayıcık dedi ki...

biriyle aile olmak için illa evlenmek gerekmez, bu doğru.. yine de sevdiğinin yanında, hayatında olduğundan gurur duyduğunu göstermenin bir yolu bence evlilik.. evliliği kendi hayatımızı garantilemek anlamında düşünmemek de gerek.. özellikle evlatlık da olsa bi çocuk yetiştirmek istiyorsak kendimizden önce onun kendini güvende hissetmesi için gerekli evlilik..

fatih amorf dedi ki...

@Enstitücağızım,bu eşitliği ve yasallığı istiyoruz, ama kazanıldığında hangimiz evlenebilecek kadar cesur olabileceğiz bu konuda çekimseriz her birimiz. Ama ben yine de kendim için değil de evlenebilecek kadar cesur yürekli arkadaşlarımın olduğunu düşünerekten ve zaten böyle bir akite ihtiyaçları olmadan birlikte yaşayan yıllarca eşcincel çiftin sadece kanunlar önünde hak kazanabilmeleri için bu eşitliğin gelmesini bekleyenlerdenim.

Bir de şu yanı var aslında. Evlilik konusu olunca bizler için evde kalma korkusu da doğacaktır farkında değiliz :))

fatih amorf dedi ki...

@oyuncak ayıcığım, evli olmak nedir ki, sadece iki farklı kişiliğin tek evde yaşaması değil mi? o yüzden ev-li dememişler mi sonuçta. bu eşitlik sanırım daha çok kabul görülebilmek adına isteniyor kanımca..

Blogger Witget