17 Haz 2013

Her Şey Ambalaj Değil...




                                                                                                                                                   Saat 21:30...

Ev insanları televizyonun başında oturuyordu. Biri, evin hanımı hariç hepsi hiç konuşmadan, hiç kıpırdamadan televizyona bakıyordu ama televizyonun sesi tamamen kısıktı. Bütün akşam böyle geçti, gece olunca herkes yattı. Ertesi akşam aynen bir önceki akşam gibiydi, konuşmadan, kıpırdamadan sesi kısık televizyona baktılar. Bir sonraki akşam da böyle geçti, ondan sonraki de. Ertesi gün evin hanımı markete giderken sokakta komşusunu gördü. Kısa süre sağdan soldan konuştular, sonra komşusuna “Son günlerde evde bir acayiplik var sanki. Ne bileyim, sanki iletişim biraz kopmuş gibi” dedi. Komşusu bu gibi durumlara aşinaymışçasına hemen çözümü söyledi: “Markette satılan dörtlü meyveli yoğurtlardan al, herkes televizyonun başındayken odanın kenarından beri o birbirine yapışık küçük plastik kaseleri ayır. Tam o sırada “Kırrrt” diye bir ses çıkacak, göreceksin ki o sesi duyan ev insanları birden neşelenecek ve birbirlerine sarılacaklar. Ben her zaman böyle yaparım ve işe yarar” dedi.
 
Kadın dörtlü meyveli yoğurtları almış eve yürürken düşünceliydi. “Ne harika aileymiş bizim komşular. Demek böyle şeyler küçük şeylerle mutlu olabiliyorlar. Demek ki ben her şeyi çok takıyorum, işte, çözüm yoğurtlardaymış. Bu kadar kolay ve yakınmış, üstelik ucuz da”


O akşam saat 21:30 da herkes aynıpozisyonda sessizce oturuyorken evin hanımı mutfağa gidip dörtlü yoğurdu sessizce odaya getirdi. Önce ikiye böldü, gerçekten de “Kırrrt” diye bir ses çıktı, ama hiç kimse dönüp bakmadı. Sonra ikiye bölünmüş parçalardan birini ikiye böldü, sonra diğerini de ikiye böldü ama hiç kimse fark etmedi bile. Kadın bu işe çok şaşırdı, mutfağa dönüp uzun süre neden böyle olduğunu düşündü ama bulamadı.


Ertesi gün komşu kadın kapıyıçaldı. Verdiği taktiğin işe yaramadığını öğrenince hiç bozulmadı, bu duruma aşinaymış gibiydi. “Yoğurtları neyli aldın? Çikolatalı mı? Hah, kesin onu beğenmediler, sen en iyisi çilekli al.”


Ertesi akşam kadın dörtlü çilekli yoğurt kaseciklerini denedi, yine sonuç alamadı. Öyle utandı ve umutsuzluğa kapıldı ki, bir sonraki gün komşu kadın verdiği taktiğin sonucunu öğrenmek için uğradığında ona işe yaradığını, artık evde ortamın düzeldiğini söyledi. Komşu kadının gözleri bir kez daha bir tanıdığını mutluluğa kavuşturmanın sevinciyle parladı, bu mutlu sona da alışıktı çünkü

Kadın sonraki akşamlar boyunca evde, televizyon odasının kapısının eşiğinde ambalaj patlattı. Olmuyordu. Anlıyordu ki, daha fazla ses çıkaran ambalajlar bulmalıydı. Markete gittiğinde birçok ürünün ambalajını patlatıyor, hangisinin daha çok ses çıkaracağını bulmaya çalışıyordu. Bu iş için kenarda başka şeyler için sakladığı paralarını harcadı. Markettekiler bir süre sonra ona deli gözüyle baktılar, markete sokmadılar. Bunun üzerine her gün başka markete gitti, her gün saatler boyunca market aradı, taradı, yol aldı, yol döndü. Olmadı. En sonunda bu işin ambalajla mümkün olmadığını anladı. Eve önce davul zurna ekibi, sonra mehter takımı getirdi, bunlar işe yaramayınca önce oda, sonra filarmoni, en sonunda senfoni orkestrasını içeri doluşturdu ama yine işe yaramadı.


Onu en son gördüğümde sokakta kahkahalar atarak ilerliyordu. Onu deli sandım, çünkü yüzünde çılgın bir ifade vardı. Evine doğru yürürken elinde tuttuğu bir şeyi havaya fırlatıyor, sonra onu vücudunu çeşitli şekillere sokarak yakalıyordu. Yukarı fırlattığı şeyi el bombasına benzetmiş, sonra “Hadi canım, allahın delisinde el bombası ne gezer” diye düşünüp yürümeye devam etmiştim. O akşam itfaiyenin söndürme çabalarını izleyen kalabalığın arasında dolaşırken kendimi suçluyordum, olanlar sanki benim yüzümden olmuş gibi geliyordu...

 

2 yorum :

eso beso dedi ki...

güzel, çok çok güzel! *.*

kalemine, kelimelerine sağlık amorf'um.

ay tamam melis, alkışladın yeter. kulağımın dibinde şak şak şak başım şişti.

fatih amorf dedi ki...

söyle diğer kişiliğine
engel olmasın tebriğime :)

ayrıca çok sevindim beğenmene Esom da Besom :)

Blogger Witget