1 Kas 2012

Ne Esnemeydi...



Seneler öncesinden dans geçmişim olmuştu. profesyonel olarak belli bir alanda olmasam da profesyonel olarak dansa ilgi duyuyorum yani. Hatta uzun süre etmeyince çok kötü hissedip yolda müzik dinlerken ettiğimin farkına sonradan varıyorum.

Neyse canım okurum işte bu seneler sonrasında bedenimin iyice karta kaçtığının farkına varıp  üniversitenin imkanlarından faydalanmak adına bu sene Modern Dans ve Dans Tiyatrosu diye bir gruba üye oldum ve hatta yakın zamanda ilk provamızı da yapmış bulunduk. şimdi size azcuk oradaki izlenimlerimden bahsedeceğim. popik içeri, sırt dik ve oturma kemiklerimize oturalım...


Provaya tıka basa yemekten sonra katıldım. Günlük kıyafetlerimizden sıyrılmamız gerekiyordu provalarda, çünkü modern dansın rengi siyah'mış... O yüzden çantamdan kıyafetlerimi çıkartıp erkek soyunma odasına geçtim. Oda tabiki dolu, dolu dediğim zaten dansta topu topu 6 erkeğiz. İşte hepimiz ordayız. Bir girdim herkes siyahlarını giyiyor. kimisi sadece t-shirtünü giyebilmiş kimisi eşofmanını giyiyordu girdiğimde :) Azcuk oyalandım bakındım filan, sohbet muhabbet oldu tanışma faslının ilk ayağını soyunurken yaptık.


Salona girdiğimizde barlarda esneyen kıdemliler vardı. Çalışma saatini bekledik, geç gelicekler varmış diye. Çember kurup tanışmaya başladık. Soyunma odasında gördüklerimi bir de burada daha ayrıntılı tanıdım tabi. İki tane Fransız erasmus öğrencisi vardı. Sanırım balerinlerdi onları izlemek pek zevkli ve hırs vericiydi. Tanışma bittikten sonra ısınmalar başladı. Baştan yavaşça yere çök sonra ellerini arkaya ger gidebildiği yere kadar,yere yüzüstü uzanıp belinden kalkmaya çalış. En sevdiğim ise bacaklarını açıp yavaş yavaş ellerinle arkaya doğru gelip gerilmek. Çok pis doggy'yi andırıyor, tabi daha estetik hali. Bu ısınma hareketi sayamadığım akdar tekrarladıktan sonra koşturulduk. Kendimi kışlada hissettim resmen.


Gelelim grupça en zevk aldığımız yanına. Salonu çapraz kullanmaya başladık ve bir köşeden diğer köşeye hocaların gösterdiği hareketleri yaparak gittik. Kasarak bacak kaldırıp karşıya gitmesi bir de zıplayıp dizlerini karnına çekme de tebrik alıp alkışlanıldım yanisi.. Çok pis zıpladığımı ve ses çıkarmadığımı bu çalışmada anladım. Bacak açarak uzun atlama bi nevi atın engelden atladığı hareketi yaptığım hareketi fotoğrafamak isterdim, aynadan kendimi gördüğümde yılların baleti sandım.


Bu tarz hareketlerden sonra oyunlara geldi sıra. Güven oyunu başlığı altında bir kaç oyun oynatıldı az da onlardan bahsedeyim. İlki birbirini tanımayan iki kişi kol kola girip teki gözlerini kapatıp eşine kendisini bırakıyor, diğeri onu keyfince koşturuyor. İkincisi karşıda seni bekleyen birisine gözlerin kapalı son hızla koşuyorsun o da seni tutuyor en sonunda. ama karşındaki hafiften kendini çektiği için sen gittim gittim bitmedi bu yol diye tereddüt edip duruyorsun, sonum fukara sümüğü gibi duvara yapışmak olmasın diye. Ben yapamayanları görünce çok pis gaza gelip karşıda beni bekleyen cengavere öyle bir sarılmışım ki bileğim acımıştı siz düşünün. Son olarak da küçük bir grup çember oluşturup ortaya bir kişi alıyor. o kişi ayaklarını sabitleyip kendisini çembere bırakıyor elden ele dolaşıyor hacı yatmaz gibi. Güzel bir duygu. Konser verip seyirci kalabalığının üstüne kendimi atmayı çok istemişimdir. bunu küçük çapta olsa da gerçekleştirdim. Diğer bir oyun ise (biz de oyunlar bitmezzz) serbest bir şekilde salonda yürürken sana söylenilen kelime hakkında aklına ilk gelen hareketi yapmandır. Özellikle hayvan denildiğindeki grubun halini görmenizi isterdim.


Her güzel şeyin bir sonu olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Bu çalışmanın da sonuna geldiğimizde kas kasılmasını engelleyici hareketleri yaptıktan sonra terapi gibi bir şey yaptık ki çok iyi geldi. Adele'nin bir şarkısıyla ışıkları kapatıp zemine uzandık ve bizi rahatlatan şeyi ya da kişiyi düşündük ;) Ne düşündüğüm şimdilik bana kalsın ama çok rahatlamıştım kalkmak istememiştim o derece. Terapimizi de yaptıktan sonra tekrar soyunup giyinme faslına geldik. Ama bu grubun sevdiğim bir yanı da herkes deodarantlı geliyor :)

Kısaca, gerçi bu kadar yazdıktan sonra neyin kısacası bu.. neyse saçma işte torba doldurmak marifet. Uzun bir süreden sonra esnemek kaslarıma iyi gelmişti. Hem ne demişler sağlam vücut sağlam kafada bulunur. Dans güzeldir. Dans etmek özgürlüktür; dili, dini, ırkı, rengi yoktur.


Dansla Kalın...



6 yorum :

Ogaybende dedi ki...

dansına, özgüvenine, esnekliğine sağlık :D

fatih amorf dedi ki...

hepisine tek tek teşekkür ederim @O Gay'ciğim.. fazla da esnek sayılmam ama fena da sayılmam :)

Unknown dedi ki...

Açıkçası fransızlar yakışıklı mı oluyor yoksa tipsiz mi bu konuda bir değerlendirme bekliyorum, bir de adele'nin şarkısında ne düşündüğünü de bilmek istiyoruz.. yoksa o detayı neden verdin? değil mi ama..

fatih amorf dedi ki...

fransızlara ben "balerin"di diye belirtmiştim ama, yani yakışıklı olma ihtimali yok. ikisi de güzel hatunlardı. erkek olsalardı ayrıntı vermez miydim ayıpsınn ;)

Adele detayı ise diğer dans çalışmalarımın hiçbirinde yapmadığım ve duymadığım bir uygulama olduğu için yazmak istedim...

umuttanesi35 dedi ki...

İlk yazını 26 ekimde yazmışsın o günden bu günkü yazına kadar nasıl bir aşama bravo tebrik ederim zevkle okuyorum ve merak ediyorum yazılarını başarılar

fatih amorf dedi ki...

öncelikle teşekkür ederim gelişmemi izlemlediğin için. okumak ve okunmak hoşuma gitmiyor değil. o yüzden daha iyisine ve kusursuzu için çabalayacağım sizlere layık olmak için :))

Blogger Witget