Her ne kadar
gecenin beni tetiklemesinden nefret etsem de… Sabaha karşı aydınlanmaya yüz
tutmuşken gece ben yine kalemin başındayım… Bir kalem edasıyla sarıldığım
teknolojik kıvrımlar vasıtasıyla dökülüyor kelimelerim.
Hiç kimsenin
okuyamayacağını bile bile yazmak… Yalnızca çaresizlik olarak tanımlanabilir
sanırım.
Gece
ilerliyor keyfim kaçık çayım soğuk ve açım yine…Sabah neyin veya nelerin beni beklediğini bilsem de bildiklerim beni korkutsa da az çok. Üzerine üzerine gitmek zorunda olmam beni bitiriyor, aslında ben bu satırları dökerken kimse bilmese de yanıyor içimde bir yerler…
Ki bunu da
nasılsa hiç kimse bilmeyecek.
Keyifli
insanlar tadımı kaçırıyor… Baterist vurdukça davula keyifli keyifli ritimler
durdurak bilmeden eşlik ettikçe onun sırıtmasına keyfim biraz daha kaçıyor.Söylediği
şarkının anlattığı acı duyguyu hiçbir hasreti ya da hiçbir çaresizliği çekmemiş
olduğu suratından anlaşılan solist gülerek söyledikçe o hüzünlü şarkıyı
hasretten bahsettikçe alkışlayan ellere doğru içim bir kat daha yanıyor benim…
Adaletsizliğin
ve çaresizliğin tam ortasında kalmış biri olarak gözlerim kapalı yazmaktan
keyif alıyorum desem sadistçe. Sanırım ortalığı karıştıracağım yine. Benim seni
hatırlamam lazım biraz sana dönmem lazım, bana biraz sen lazımsın gibi geliyor…
Her ne kadar içimdeki potansiyel fazla da olsa buraya mükemmel sözcükler
dökmeyeceğim. Bu sefer olmaz. Ne zaman sen aklıma gelsen oturup şiir yazmaktan
bıktım usandım artık çünkü.
Bu hasreti
lanet dizelerime dökmeyeceğim. Kelimeleri birbirine muhteşem bir şekilde
uydurmayacağım bu sefer. Bu sefer farklı
olacak kendime o acıyı yaşatmayacağım. Yazdıklarımı en baştan okuyup
çaresizliğimi ne güzel anlatmışım diyip en başta ben duygulanmayacağım… sana nasıl geri dön diyemediğimi seninle
konuştukça nasıl bittiğimi… O etkileyici kelimelerle anlatmayacağım bu sefer.
Gitarın tellerine biraz daha anlamsız vuracağım. Şarkılarda biraz daha az
hisleneceğim mesela. Daha çok
saçmalayacağım kim bilir, belki işe yarar da en azından bir seferlik seni
hatırladığımda canım yanmaz…
Bir seferlik.
Gözlerimi kapattığımda aklıma gelmen güzel gelirdi sevgili önceleri. Ne hallere
soktun bizi ah gelip de görsen. Anılarımızı dokunulmaz kılmıştım. Senden sonra
dokunmak isteyenlerin hepsine resti çekmiştim gelmeyeceğini bile bile…
Şimdi o
anıların her biri zerre zerre acıtıyor içimi. O sadeliğine ne yaptığını gelip
de bir görsen. Senden şimdi “o” diye bahsediyorlar. Birlikteyken liseli diye
dalga geçtiğimiz kişiler sana duyduğum aşkı irdeliyorlar. Bana âşık olduklarını
benimse senden vazgeçemediğimi söylüyorlar bir çırpıda. Ömrümde hiç ilgisini
duymadığım adamın ağzından senin hakkında yorumlar çıkmaya başlıyor,
şaşırıyorum. Bizi ne hallere soktun bir bilsen. Ne hallere düştük adam ne
hallere…Senin
arkandan bunların konuşmaya cüret edebileceğini bilir miydim? Senin hakkında”
o” diyebilecek kadar dokunabilirler miydi bendeki hatırana? Bu kadar
yakınlaşabilirler miydi kalbimdeki sana? Bu nasıl hal, bu nasıl halvettir adam?
Bu nasıl kargaşadır içimde? Sahte sevdaların baş gösterdiği normal hayatlara
yükselir miydim ben? Sevginin şekline kadar değiştiği bu ortamda sensiz yürümek
nasıl bir şey bir bilsen…
Her şeyi
geçtim seninle yaşanılan aşkın büyüklüğünü gördükten sonra basit aşkların bir
tarafında olanın ben olduğunu görmek… aşkın bu kadar basitleştiği ortamların
olduğunu birebir yaşamanın ne demek olduğunu gelsen de bir görsen… Nerelere
düşmüş sevmek, nerelere düşürmüşler? Ne kadar aşağılarda çalışıyor burada
beyinler?
Burada her
şey bambaşka sevgilim bilmen gerekir. Hiçbir şey ulaşamayacağın kadar uzakta
değil, acılar hat safhada herkeste.
Duygusal çöküntü yaşamakta her biri ama her biri, burada yapamayacağın
tek şey dertleşmek. Çünkü kime derdini anlatsan kendi başındakinin daha büyük
olduğunu söyleyip başından savıyor. Ki aslında bilirisin benim mizacımda dert
yoktur her ne kadar her yerden dert gelse de sarıla sarıla başıma olgunlukla
karşılayıp gerektiğince ağlarım ben… Lakin buradaki adamların sahte duyguların
ardına sığındıkları gibi küçük dertleri bile dağ edip birbirleriyle dert
yarıştırmak gibi bir psikopatlığı var ve şu var ki sevgilim bunlar garip
gelmeye başladı artık… Ağızlarda dolanan anlık acı fışkırması sözler.
Cesaretsiz ve nedensiz yapılmaktan söz edilen, beylik laflarla daha da
büyütülüp daha da bir acıklı gösterilen fakat asla yapılmayan eylemler
düzinesi. Ergen triplerinden kurtulamamış adamların bir numaralı tercihi olmuş
sevgilim.
Ait
olmadığım dünyada yapayalnız kaldım sevgilim…
Beni ne
hallere düşürdüğünü gelip de bir görsen?
Kendimizi
kandırmayalım sen asla gelmeyeceksin sen dahil hiç kimse de… Bunların bir
zerresini dahi bilmeyecekler.
Bilmeyecekler…
5 yorum :
Canımın içi, hayli hırpalanmış bu can. Yaşadıkların bunlarda hayal ürünü deilse eğer bu denli çırpınmalarını görmek acı verici :(
Yaşadığın ne olursa olsun sevmişsin be arkadaş
@gün ışığı'm hayal ürünü olup bunun kafasını yaşamayı dilerdim, ama aksine hissettiklerimden çıkmış bir yazı tamamiyle. Bunu yazdıktan sonra bir rahatlama oldu ama o denli bir acı var diyemem şu an.
Benim ne hissettiğimin bir önemi yok işte.
etkilendim insanın içini titretiyor.dolu dolu bi şey yaşamısın.buda güzel en azından o duyguları içinde yaşamayan bir çok insan var.
@Umuttane'm dolu dolu mu bilmiyorum, ama acı acı çıkartıyorum. Keşke ben de tek başıma yaşamasaydım bu içimdekileri de içimde patlamasalardı.
Yorum Gönder