3 Şub 2014

Soğuk


Biraz erken oldu farkındayım ama sana dair yazmak geldi içimden. Biliyor musun, kalbimden sonra aklım da bölündü oda oda. Gün içinde vaktimin çoğunu geçirdiğim bir oda var, kocaman bir salon. Orada bütün gün seninleyim sanıyorum, ama sonradan anlıyorum bütün gün yokluğunla beraber olduğumu.


Biliyorsun, sonbaharları ölüm mevsimi olarak nitelerim ve sevmem. Bu yazıyı da sonbahar psikolojisiyle yazıyorum, zaten havalar da soğuk… Kapalı havalarda yağmur camlara çarpıyor, bazen o camlarda silüetini görüyorum, koşuyorum ama yetişemiyorum. Pencereden süzülürken yağmur damlaları, benim de gözyaşlarım süzülüyor yanaklarımdan. Bedenim titriyor, çok üşüyorum…


Gelip de beni ısıtmanı bekliyorum, unutuyorum o odada yokluğunla beraber olduğumu. Mecbur kalkıyorum yerimden, ısınmak için kalorifere sarılıyorum sanki sana sarılırmışcasına. Burnuma güzel kokular geliyor, sahi bu senin parfümün mü yoksa? Seni hiç görmedim üzerine parfüm sıkarken. Neyse, kalktığım köşeye geri dönüyorum, simsiyahlarla kaplı o soğuk duvar parçasına… Oturuyorum, yer altından sızmakta olan petrol gibi içimi sızlatan bir şey var.


Nedensizlik kurcalıyor kafamı, bu yaşadıklarımın bir anlamı olmalı diyorum, aklım karşı çıkıyor. Ben onunla savaşırken hava da kendini siyaha teslim ediyor. Boğuluyorum karanlıklarda, yanımda yok... Elimi uzatıyorum boşluğa düşen elimi yine kendim tutuyorum. Geceye akıyor yokluğunla cezalandırılmış zavallı gözyaşlarım. Yorgun düşüyorum, çiçeklerle değil de acıyla süslenmiş hayata. Ama asıl canımı acıtan ne biliyor musun? Tanrının, bizi farklı zamanlarda farklı hayatlara göndermiş olması. Senin cennette, benimse hayattaki cehennemde olmam. Fani hayatta kısacık bir hayat yaşamış olsan dahi orada mutlusundur belki. Ama bil ki; bu fani hayatta ben her gün yokluğunla ölüyorum. Hadi ne duruyorsun, bizi öldüren hayata kaldıralım kadehlerimizi! Kim bilir belki bu sonbahar var oluruz...

 

2 yorum :

istanbull alaimisema dedi ki...

bu yazıyı okuyunca karamsar takıldığım zamanlardaki yazılar gelid aklıma. genelde belli başlı kelimeler etrafında dönüyodu yazılarım; gece karanlık duvar nem hüzün acı keder gözyaşı.. bi karamsarın anahtar kelimeleri ya da acı dolu hayatın özeti..

fatih amorf dedi ki...

öncelikle yorumun için teşekkür ederim İstanbull. Senin yorumun sayesinde eskiye dönüp tekrardan okudum yazdığımı.

yorumunda haklısın, bazı konuların işlendiği yazılarda bulunması farz olan kelimeler vardır. Bence okuyana içini daha iyi yansıtabilmek adına görüntü ya da bir varsayım çizebilmek amaçlı bu tarz metaforlar kullanılıyor. Ben de okuduklarımdan feyz alarak biraz da doğaçlayarak böyle kullanagelmişim demekki. bilinçli olarak yerleştirmeye çalışınca beceremiyorum pek.

Blogger Witget