Şu sıralar evde alışık olmadığımdan daha fazla vakit
geçiriyorum. Bu zaman zarfında da ufak çaplı romiyoda vakit geçirirken aklıma
bir soru uzunları yakıp tecavüz ediyor.
Sizinle paylaşayım istedim ben de. Minik bi sorum var belki biraz da
cevabı içinde olan türden.
Birisinin gözlerinde kendini gördüğünde, onunda senin gözlerinde kendisini görmesini beklemek,
Elini tuttuğunda onun kalbinin de senin gibi çarpmasını
beklemek, aşkından yanıp tutuşurken onun seni özlemesini istemek, senin onu sevdiğin kadar seni sevmesini, senin ilgi
gösterdiğin kadar (bazen daha fazla) ilgi beklemek,
Bazen de onun için yanıp tutuşurken onun kül olmasını
beklemek,DN: Verdiğin bir şeyin karşılığını istemek ticaretin temelinde bulunan bir olgu değil mi?
9 yorum :
bu saydıklarının karşılığını istemek tamamen saf ve masum duyguların bir getirisi ama işi ticarete dökersen kendi yaptıklarını birer yatırım olarak görebilirsin bunun ışığında herkes gibi yatırımının sana getirisini beklemek mantık çerçevesi içinde pek doğaldır :D
ama böyle ekşınlı işlere girmeyin yani. sevgiden karşılık beklersin ama hiçbir zaman tatmin olacağın bir dönüt alamazsın bence :* :*
ben farklı bir şık eklemek istiyorum. çiftçilik aslında bu. ticarette zarar oranlarını bilirsin ve ona göre ilerlersin. salt beklentiler yoktur. kayıp beklenenin değişik bir formu üzerinden sonuç alma bunlar kabul görür.
ama çiftçilik. doğal bir etken yoksa verdiğinin mislini almak istersin. misli olmasa bile aynısının bulmak normal şartlarda minimum sonuçtur.
sevgi ise aşkın küçük hali daha safı daha arınmışı. karşılıksız olanı beklenti varsa sevgi değildir bu artık. ya aşk kisvesinde kişilik buhranlarıdır. ya da bahsettiğim çiftçilik
bence tabi
hımmm çok ilginç bir soru olmuş bu işin bu noktasından hiç düşünmemiştim açıkcası ona verdiğin şeyin karşılığını beklemek somut olarak bakarsak bir şey veriyorsak karşılığına beklememiz çok normal bir nevi alış-veriş ve buna ticaret de diyebiliriz
verdiğimiz ve hissettiğimiz duyguların ise karşılığını beklemenin adına ticaret demek biraz acımasızca olacak sanırım zira birisinde mantığımız ile hareket ederken diğeri ile kalbimiz ve duygularımız ile hareket ediyoruz ve karşılığını alamasak bile aynı duygularda bir eksilme olmadan vermeye devam ediyoruz takii mantık olayı ele geçirene kadar.
o zaman şöyle diyelim matığımız ile hareket ediyorsak ticaret diğer türlü sevgi :)
bence sevgi ticaret tamamiyle para döngüsü o bakışı o sıcaklığı milyon versen sana veremez. En azından hissettiremez.
ticaret değildir. acı çekmeyi istememektir ve sevginin tadına varmaktır belki de. gayet olağan bir şey bu.
çok ticari bir soru olmuş.. Ve yerinde bir soru.. Bence bu bir ticarettir, karşılıksız ve hiç beklentisiz olur sevgiler... O yüzden saftır sevgi..
@Werther'im gözün aydın sonunda yorumlara cevap yazacak kadar kafamı toparladım :) Bi şeylerin oturması için kendinden bir şeyler verebilrisin, ama aynı şekilde karşıdan da bekleyebilirsin bu girişimi. İşte ben bu beklemenin ne olduğu konusunda ve ne kadar saf olduğu konusunda karıştım kendi içimde..
@ımtıraksım ben bu şıkkı sevdim :) Kimi zaman minimum sonucu bulamama seçeneğinde ticaret devreye giriyor sanırım bu yüzden de çifçilik de bi nevi ticarettir. Hepsi birbiriyle baplantılı bence seçeneklerin. Birbirlerini kovalıyor gibiler sürekli.
@OGBDciğim, mantık olarak bakınca dediğin gibi, duygusal yaklaşınca bunu yakıştıramıyorsun kendine. Ama şöyle de bi şey var duyguların azalmadan devam ettiğini sanmıyorum ben. Şayet duygular izin vermese zaten sonradan mantık dahil olmaz..
@Tarih haklısın elbette. Şayet paranın öyle bi gücü olsaydı sex işçileri melankolik olurdu...
@Cem, katılıyorum bu düşünceye, ama acı çekmemeyi istememek ve ürkmek arza giriyor biraz ve buradan da taleplerin doğuyor. Çok ince bi çizgi var aslında öyle de oluyor böyle de oluyor bağını koparamıyorum ben... İnsanoğlu isteklerinden vazgeçemiyor sonuçta.
@Kaancım ehh biraz kafamı karıştırdım sizinkileri de karıştırayım dedim hem ufak çaplı bi beyin fırtınası yaratmak düşündürmek istedim naparsın can sıkıntısı işte :)
Karşılıksız ve beklentisiz sevgiler dediğin gibi saf olanlar bi zamanlar yere düşen mendile aşık olan erkeklerde kaldı. Pencereden sevgilisini gören sevenlerin saflığı Yeşilçam ve Tanzimat romanlarında sıkışıp kaldı..
Yorum Gönder